Esim - ‘Yedirtmeyiz’ derken...
Login:
Password:

Forgot password Register

Article


21
   
Report


Demokratik ülkelerde yolsuzluğun iktidarın en tepelerine tırmanıp ortaya da çıkması halinde o iktidar sonuçlarına dayanamaz.

Yolsuzluk ve rüşvet damgalı skandallar, herhangi bir ‘demokratik’ ülkede, herhangi bir siyasi partinin iktidarını sarsar. ‘Lider’i yaralar. Ancak ‘otokratik’ türlerdeki ‘tek adam’ ya da ‘tek parti’ rejimleri, ‘yolsuzluk ve rüşvet’ skandallarından etkilenmezler. O da ancak bir süre için.

O nitelikte bir skandal Türkiye’de patlak verdiğinde, bundan iktidar partisi AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın ‘sarsılmaması’ mümkün değildi. Zararı en az kayıpla atlatmak, kaçınılmaz ‘sarsıntı’yı asgariye indirmek tek bir yolla mümkün olabilirdi: Skandal patladığı gün, gelişmelerle bir şekilde ilintilendirilen bakanların istifası, Tayyip Erdoğan’ın ‘yolsuzluk ve rüşvet soruşturması’nın en önünde yürüyüp soruşturmanın önünü açması ile.

Tam tersi bir yol tutuldu. ‘Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması’na Başbakan’ın ilk tepkisi, bu soruşturmanın önünü kesmeyi amaçladığı apaçık belli bir şekilde; emniyeti tırpanlamak, yargıyı yürütmeye bağlamaya kalkan genelgeler yayımlamak ve meydanlara çıkıp ‘çok kirli bir operasyon’dan, ‘dış mihraklar’ın Türkiye’nin önünü kesmesinden dem vurmak ve giderek ‘cambaza bak’ esprisi ile ABD Büyükelçisi’ni hedefe koymak oldu.

‘Reis’, ‘işareti’ni böyle verince ‘yedirtmeyiz’ korosu sahneye çıktı. Tayyip Erdoğan’ın ‘yolsuzluk’ iddiaları karşısındaki tavrına, Pakistan’da Muhammed İkbal’e göndermeyle ek yaptı ve “Yol arkadaşları olmadan yola çıkılmaz” dedi. ‘Tarik’ için ‘refik’ gerektiğini söyledi. Tarik, Arapça yol, refik ise yoldaş demek.

Ama dün, isimleri yolsuzluk soruşturması nedeniyle gündeme yerleşmiş olan ‘yol arkadaşları’nın istifaları geldi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile İçişleri Bakanı Muammer Güler’in istifasından daha vahimi, diğer iki bakanın aksine, oğlu tutuklanmayıp serbest bırakılmış olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın da istifa etmesi ve istifasından önce NTV’ye söyledikleri:

“... Sayın Başbakan’ın istediği bakanla çalışmak veya istediği bakanı görevden almak en tabii hakkıdır ve yetkisidir. Fakat rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle istifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyonu yayımlayınız şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Etmiyorum çünkü soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan’ın onayıyla yapıldı. Bu minval üzere bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettiğimi açıklıyorum. Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakan’ın istifa etmesi gerektiğine inandığımı ifade ediyor, yüce milletime saygılar sunuyorum.”

Türkiye’nin yaşadığı ‘absürdlük’ halinin bir başka tezahürü, Bayraktar’ın bu açıklamasını yayımlayan NTV, daha sonra kendi kendisine sansür koymasıyla ortaya çıktı; Bayraktar’ın Başbakan’ı istifaya davetine yer vermedi.

Ama olan oldu. ‘Bomba’nın pimi çekildi. Bomba patladı!

Bu ‘bomba’, Bayraktar’dan kısa süre önce istifa etmiş olan Çağlayan ve Güler’in istifalarını ‘bomba haber’ kategorisinden çıkardı. Zaten, Güler’in son tartışmalar ortaya çıktıktan sekiz gün sonra istifa etmesi, istifa edene dek kendi bakanlık teşkilatında ‘şaibeli’ birçok atama ve yer değiştirmenin gerçekleşmesi, çok gecikmiş istifayı hayli değersiz kıldı.

Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın Radikal’e söylediği gibi: “Bu kadar süre görevinde kalması ve üstelik Emniyet Teşkilatı’nda bunca atama yapması hukuk devleti açısından da siyasi etik açısından da kabul edilebilir bir tutum değildir. Adı geçen öteki bakanların da elbette daha önce istifa etmesi beklenirdi... Bu gecikme sırasında yaşanan tartışmalar hiçbir zaman toplum hafızasından çıkmayacaktır...”

Hiçbir zaman toplum hafızasından çıkmayacağı gibi, artık bundan sonra yaşanacak her lahza, Başbakan için çok ama çok sıkıntılı geçecektir.

Tayyip Erdoğan, büyük siyasi yanlışların sonucunda, taraftarlarının dilindeki ‘Yeni Türkiye’yi meydana getiren ‘Devrim’in sonunu getirmiş, ‘Devrim’ kendi evlatlarını yemeye başlamış ve ‘Devrim’ kendine özgü bir ‘iç savaş’a dönüşmüştür.

Bu konuda dünkü Taraf’ta İslami kimlik taşıyan Mücahit Bilici son derece çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Yol gösterici bölümleri şöyle:

“... Fiili başkanlık sistemiyle yönetilen muhalefetsiz Türkiye’de en nihayet yargı neredeyse bir parti gibi nispi bir özerklik göstererek yolsuzluklara karşı operasyon yaptı. Yani Kuvvetler Ayrılığı ilkesi garip bir şekilde tecelli etti. Yürütmesi Parti olan bir ülkenin Yargısı da Cemaat olur.

... Ama biri parti diğeri cemaat, biri şeffaf diğeri değil diyenler olacaktır. Halbuki Parti de Cemaat de Türkiye’de devrimi gerçekleştiren ortaklardır. Devrim sonrası iç savaştır yaşanan.

... Bugün üç acıklı şey yaşanıyor: Bir; Türkiye’nin istikrarlı ve temiz görüntüsü çöktü. İki; AK Parti’nin sanıldığı gibi ak kalmadığı ortaya çıktı. Üç; Gülen Cemaati gibi dev bir cemaat siyasi çatışmanın nesnesi ve muhatabı oldu.”

Yazısının son bölümlerinde “Öyle görünüyor ki, Cemaat, hükümetin darbeleriyle çok şey kaybedecek” diyen ama buna rağmen “Cemaat siyaseti ve bu dünyayı kaybetse bile elinde yine de davası kalır” görüşüne yer veren Mücahit Bilici, hükümet (yani Tayyip Erdoğan) için benzer bir iyimserlik imasında bulunmuyor ve hükümet (yani Tayyip Erdoğan) yandaşları için şu çarpıcı satırlarla yazısını noktalıyor:

“Sebepler dairesinde baktığımızda ihlas noktasında daha iyi konumda olan Cemaat’tir. İsa’yı çarmıha geren Halife’nin nihayetinde kaybedeceğinin bir delili de, başka bütün sebepler olmasa bile, Halife’ye kefen mi yoksa kefen büyüklüğünde insan cebi mi olduğu belli olmayan tekstil ile tezahürat yapan memur ve yalaka ordusunun insani ve İslami edeb konusundaki seviyesidir. Onların Ulu Öndercilik konusundaki ‘fake’ vecdlerinden daha kötüsü, bu riyakârlığın rahatsızlığa yol açmayıp teşvik görmesidir.”

Daha önce de altını çizmiştik; demokratik ülkelerde yolsuzluğun ve rüşvetin, iktidarın en tepelerine tırmanması ve bunun ortaya çıkması halinde, o iktidar, kim olursa olsun, bunun sonuçlarına dayanamaz.

‘Tek parti’ ya da ‘tek adam’ rejimlerinde ise baskı yoluyla bu ‘örtbas’ edilir.

Türkiye, dünden itibaren böyle bir ‘kavşak’a gelip dayandı. Gerçi Tayyip Erdoğan, dün, ‘Yeni Türkiye’ için ‘İstiklal Savaşı’ndan söz etti. Ama, aslında dün, iktidar sahiplerinin ‘hesap verebilir’ olacağı, gerçekten ‘yeni’ bir Türkiye’ye ihtiyacımız olduğu ortaya çıktı.

CENGİZ ÇANDAR

Previous article:
CUMHURİYET BAYRAMI [TR] (12 years ago)

Next article:
Kültürel yapımız nasıl bir çocuk istiyor? (12 years ago)

ESim
or
Register for free:
Only letters, numbers, underscore and space are allowed (A-Z,a-z,0-9,_,' ')
Show more

By clicking 'Sign Up!', you agree to the Rules and that you have read the Privacy Policy.

About the game:


USA as a world power? In E-Sim it is possible!

In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth. Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be efficiently managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation. Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the game.

Work for the good of your country and see it rise to an empire.

Activities in this game are divided into several modules. First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress as a fighter. You will work in either private companies which are owned by players or government companies which are owned by the state. After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock company and enter the stock market and get even more money in this way.


In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.

"E-Sim is one of the most unique browser games out there"

Become an influential politician.

The second module is a politics. Just like in real life politics in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes. From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability to run for the head of the party you're in. You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself. Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you. You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state (for example, who to declare war on). Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have a good plan and compete for the votes of voters.


You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.

The international war.

The last and probably the most important module is military. In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control over territories which in return grant them access to more valuable raw materials. For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on their territory. You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life as a pacifist who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling products).


At the auction you can sell or buy your dream inventory.

E-Sim is a unique browser game. It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth according to their own. So come and join them and help your country achieve its full potential.


Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.


Take part in numerous events for the E-Sim community.


| Terms of Service | Privacy policy | Support | Alpha | Luxia | Primera | Secura | Suna | Sora | Magna | Pangea | e-Sim: Countryballs Country Game
PLAY ON