Cuma akşamı bilgilendirme makalesini yayınlayacağıma söz vermiştim, şu an Cuma günü bitmek üzere biraz geç kaldım makaleyi hazırlamakta, bu yüzden başlarken hepinizin affına sığınıyorum.
Polonya’da yaşanan olaylar ve WoC’un bitişi
Bildiğiniz üzere, seçimlerin ardından bu ayın diplomasisi hızlı başlamıştı ve Polonya’nın devrik başkanı Manda’nın geçen ayda yaptığı planlar uygulamaya konulmuştu. Ne yazık ki plan Polonya içinde ciddi bir muhalefetle karşılaştı ( bunda yabancıların Polonya halkını kışkırtmasının da etkisi büyük ) ve planı uygulamak zorlaştı. Wojsko Polskie, SAS gibi büyük ordular plana çok sıcak bakmadı, ve Polonya adam gibi savaşmadığı Western Russia isyanını kaybedince Manda baskıya dayanamayıp hesabını kapattı. ( Sonra geri açtırdı) Böylece WoC ittifağı projesi suya düşmüş oldu, Litvanya WoC ülkeleriyle müttefik oldu ve dünyada dengeler eskiye döndü.
Bu sırada XenosOTK dönemi başladı Polonya’da, ama kendisi de seçildikten sonra banlanınca, Polonya’da karışıklık devam etti. Ardından lupus12 başkanlığa seçildi ve yeni dönem başladı.
Dengelerin eskiye dönmemesi için çabalarımız
Litvanya’nın WoC ülkelerine katılmasıyla ve Polonya’nın eski pozisyonuna döner gibi davranmasıyla, bütün değişim projesinin suya düştüğü inancı yayıldı. Bir geçiş dönemi başlıyordu ve bir şey yapmak gerekiyordu. Polonya’nın yeni başkanına mesaj attım ve onu ikna etmek için çabalamaya başladım. Sırbistan’ın, Slovenya’nın, Hırvatistan’ın Polonya’nın gerçek müttefiği olmadığını, bu saatten sonra eskiye dönmenin onlara ve oyuna bir şey kazandırmayacağını anlatmaya çalıştım ve onu bazı WoC ülkeleriyle müttefik olmaya davet ettim. ( Bu konuşma geçen hafta Pazarı Pazartesiye bağlayan gece yaşandı. ) Benim önerim Litvanya ve Polonya’nın önderliğinde iki ayrı ittifağın kurulması, bu ittifakların doğrudan çatışmaması ve dünyada güç dengesinin sağlanması yönündeydi, Türkiye’nin de bu ittifaklardan birinde yer alması niyetimdi ama sohbet o gece bitti, ben uyudum, ve ne yazık ki haftaiçi yeni kurulan ittifağa davet edilmedi ülkemiz. Yeni ittifağın (G7’nin) adını oluşturan 7 ülkede ne yazık ki biz yoktuk.
(Polonya başkanıyla aramda geçen diyalogdan loglar:
http://mibpaste.com/CmOLhG http://mibpaste.com/q0ERVo
Neden G7'ye giremedik, bundan sonra ne olacak?
Cuma günü gelmemle birlikte, durumu araştırmaya başladım ve G7 ittifak yöneticileriyle konuştum, lupus12 ile tekrar bir araya geldim. Dr_Love ile yaptığım görüşmede Türkiye’nin organizasyon eksikliğinden, düzensiz vuruş gücünden bahsedildi, ben Türkiye’nin toparlandığını ve bu yaptıklarının bizi incitmekten başka bir şeye yaramadığını söyledim, ancak Türkiye’nin ittifağa dr_Love aracılığıyla girmesi imkansız gözüküyordu, sıcak bir yaklaşım göremedik. Kendisiyle aramdaki diyalog : http://mibpaste.com/5CvcsA
Ardından Kazsanka ve lupus12 ile konuştum, ittifağa girmesek bile birlikte savaşmaya devam edip etmeyeceğimizi sordum ve olumlu yanıt aldım, ne var ki ittifağın üyesi olmadığımız için savaşlarımız hiçbir zaman önem sıralamasında yer edinmeyecek, işlerine geldiği zaman gelecekler. Lupus12 ve Kazsanka ile yaptığım görüşmeler:
Kaszanka : http://mibpaste.com/gKsHAJ lupus12: http://mibpaste.com/VlY6z9
Gördüğünüz gibi, Türkiye şu an bu ittifağa alınmış değil, ancak bu ileride girme ihtimalimiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bir öz eleştiri yapmak gerekirse, bu ittifağın üyesi olmamız durumunda müttefiklere en az yardım eden, en az organize ülke olacaktık. Bu dönem yeni yeni toparlanıyoruz, emirler yayınlanıyor, ordular daha çok savaşıyor ve bu performansı devam ettirip kendimizi dünyaya ispatlamamız lazım. Bu süreç içerisinde G7 ülkeleriyle iyi ilişkiler güdülmesi faydalı olacaktır, şu an bağımsızlığı kazanmış durumdayız, her ne kadar son Nazareth saldırısı başarısız olsa da, iyi bir organizasyonla ben alınabileceğine inanıyorum.
Bundan sonra yapmamız gereken, nüfus artışına, günlük emirlere önem vermek. Ülke topraklarına saldırı durumunda yine müttefiklerimiz yanımızda olacaktır. (Bir ittifak üyesine verecekleri desteği vermeyeceklerdir, ama karşı tarafta İsrail’in müttefiklerinin de başının yakında belaya gireceğini hesaba katmalıyız, onlar da çok destek alamayacaklar bir süre sonra.)
Yarın yapılacak olan ülke toplantısına yolculukta olacağım için katılmayacağım, ama işi olmayan herkes katılırsa faydalı olur.
Şimdilik bu kadar, bilgilendirmelerimize dönem sonuna kadar devam edeceğiz.
Dışişleri Bakanlığı adına,
Freedom1923 & Trilogical
In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth.
Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit
different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be
efficiently
managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation.
Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the
game.
Work for the good of your country and
see it rise to an empire.
Activities in this game are divided into several modules.
First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you
will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress
as a fighter.
You will work in either private companies which are owned by players or government companies which
are owned by the state.
After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your
own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock
company and enter the stock market and get even more money in this way.
In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.
"E-Sim is one of the most unique browser games out there"
Become an influential politician.
The second module is a politics. Just like in real life politics
in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes.
From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability
to run for the head of the party you're in.
You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws
proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself.
Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you.
You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential
elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state
(for example, who to declare war on).
Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have
a good plan and compete for the votes of voters.
You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.
The international war.
The last and probably the most important module is military.
In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control
over territories which in return grant them access to more valuable raw materials.
For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have
to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on
their territory.
You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life
as a pacifist
who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling
products).
At the auction you can sell or buy your dream inventory.
E-Sim is a unique browser game.
It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present
in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth
according to their own.
So come and join them and help your country achieve its full potential.
Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.
Take part in numerous events for the E-Sim community.