Article
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır.
Jean-Jacques Rousseau.
Bundan yaklaşık 8 ay önceydi, ülkenin başında Trilogical vardı ve G7’nin en güçlü olduğu dönemlerdeydik. Türkiye oyunda ilk defa , Yunanistan’ın High Iron bölgesi Peleponnese’yi almıştık, bir günlüğüne de olsa elimizde tutma gururunu yaşamıştık. Askeri anlamda sıkıntı çekmiyorduk, ama bütün dünya Yunanistan’ın nasıl Polonya destekli Türkiye-Bulgaristan saldırılarına karşı koyduğunu hayranlıkla izliyordu.
Bulgaristan-Türkiye ikilisinin Yunanistan’a verdiği savaşlarla birlikte, Türkiye belki de oyunun başından beri ilk defa ekonominin yönetimini kavramayı başardı. Polonya’nın 3te biri kadar nüfusu olan Yunanistan, söz konusu kendi toprakları olunca, Polonya kadar hatta daha fazla savaşıyordu. Aylarca yaptıkları birikimler sayesinde haritada kalmayı başardılar, ve Yunanistan seferindeki başarısızlık belki de G7’nin o döneme kadar yaşadığı en büyük çaresizlik oldu.
Ekonomiyi bu kadar güçlü tutan Yunanistan’ın o dönemki başkanı Diana’dan öğrendiklerimizle, ekonomi için bir seferberlik başlattık. İsrail’in, Yunanistan’ın düzenli bir para piyasası, onlarca q5 şirketi, canlı marketleri varken, biz o dönemki düşmanlarımıza karşı sadece bireysel kaynaklarla savaşıyorduk. O dönem anladık ki, orduların arkasında güçlü bir devlet olmazsa, orduların gücünün bir anlamı olmaz. Aldığımız 3 tane altın öğüt vardı: Para piyasalarını sabitleyin, önce Marmara’da sonra dünyanın diğer yerlerinde Q5 şirketler açın ve marketinizi canlandırın.
Hemen yola koyulduk, ama içinde bulunduğumuz şartlar üzücüydü. Org hesabında birkaç Q4 şirket dışında devlet adına şirket yoktu. Para piyasasında kur farkı 2-3 TRY civarındaydı, ve markette hiçbir canlılık yoktu.
Öncelikle ‘devlete gökten para geliyor’ zihniyetini yıkmamız lazımdı.Dikkat ediyorsanız, o tarihten beri devletin ciddi miktarda silah dağıttığı yalnız bir iki savaş olmuştur. Onun dışında harcama yapmamaya, birikim yapmaya özen gösterdik. Devlete yapılan bağışlar ‘çal keke çal’ düşüncesiyle kullanılmadı. Ve o tarihte Q5 şirketi olmayan devletin, bugün 6 Q5 şirkete sahip olduğunu, kur farkının 0.4 TRY düzeyine düşürüldüğünü görüyoruz. Şimdi yapılması gereken iki şey var: Türkiye’ye yatırım yapıp maaşları yükseltmek, işçilerimizin vergisinin yabancı devletlere gitmesini engelleyip kazanç yapmak ve marketimizi kullanmak.
Marmara’daki şirket sahiplerine çağrı
Sizlerden ricam, eğer Marmara’da bilet veya oil şirketiniz varsa, bu şirketleri işletin, piyasaya iş teklifleri koyun ki insanlar yurt dışında çalışmak zorunda kalmasınlar. Bilet piyasasında Türkiye’yi lider yapmamız gerekiyor, ürettiğiniz malların bir kısmını Türkiye marketi aracılığıyla satın. Q1 bilete ASLANTEPE ve TURAN birliklerinin dağıtımlarda bu bileti kullanacak olması sebebiyle alıcı oluştu ( diğer birlikler de umarım Q1 biletlerini Türkiye piyasasından temin ederler ), Q5 bilet de ucuza konulursa Türkiye’nin vergi geliri artacaktır.
Çalışanlara çağrı
Oyundaki iş piyasasından bulduğunuz işlerde çalışmayı tercih ediyorsanız, lütfen Türkiye’yi tercih ediniz. Maaşlar düşük olabilir, ama işverene mesaj atıp aradaki farkı kapatmasını istemek zor değil. Başka ülkelerin vatandaşları, sizlerden topladıkları vergilerle rahat ederken bizim ülkemizin seyirci kalmasına müsaade etmeyelim.
Bütün halka çağrı
#strade ile marketizimin arasında uçurum olmadığı zaman lütfen marketi tercih edin. Market güvenlidir, hızlıdır ve kazancınız yabancıya değil, Türk devletine gider. Çok ucuza bir ürün bulduysanız, Türk marketine ürün koyun, siz de kar edin, alacak kişi için de piyasada hazır mal olsun.
Eskiden günlük 2-3 altın olan Marmara geliri, artık 10 goldu geçmiş durumda. Neden bu gelirimiz 15-20 altına ulaşmasın? 15 altının Marmara’dan, 10 altının org şirketlerinden geldiğini hayal edin, günlük 25 gold kazanç eder bu. Bu geliri 10 gün biriktirirsek, emin olun 2-3 savaşı kazanacak kaynağı oluşturmuş oluruz.
Unutmayın, bize destek olacak bir devlet ve bu devletin düzenli gelir kaynağı olmazsa, ne yaparsak yapalım dengeler bizim aleyhimize değiştiğinde, Türkiye’yi kimse kurtaramaz.
Yabancılardan yardım ummak yerine, Türkiye’yi ayakları üstünde duracak hale getirmenin tam zamanıdır bugün.
Saygılarımla,
Freedom1923
Previous article:
Ordulara ve bilet üreticilerine çağrı , fikrim var. (12 years ago)
Next article:
ASLANTEPE neden hasar satıyor ? Bu makaleyle birlikte tartışalım. (12 years ago)
About the game:
USA as a world power? In E-Sim it is possible!
In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth. Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be efficiently managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation. Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the game.
Work for the good of your country and see it rise to an empire.
Activities in this game are divided into several modules. First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress as a fighter. You will work in either private companies which are owned by players or government companies which are owned by the state. After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock company and enter the stock market and get even more money in this way.
In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.
Become an influential politician.
The second module is a politics. Just like in real life politics in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes. From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability to run for the head of the party you're in. You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself. Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you. You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state (for example, who to declare war on). Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have a good plan and compete for the votes of voters.
You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.
The international war.
The last and probably the most important module is military. In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control over territories which in return grant them access to more valuable raw materials. For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on their territory. You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life as a pacifist who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling products).
At the auction you can sell or buy your dream inventory.
E-Sim is a unique browser game. It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth according to their own. So come and join them and help your country achieve its full potential.
Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.
Take part in numerous events for the E-Sim community.
