Merhabalar,
Bildiğiniz üzere, 19 gün önce ‘son babyboomum’ adlı bir makale yayınlayarak, bir kez daha babyboom organize ettikten sonra oyunu bırakacağımı açıklamıştım; o gün geldi. Oyunu bırakmamla ilgili makaleyi yazmadan önce, ‘Karşıdan vurma’ hususu üzerine düşüncelerimi yazmak istiyorum.
KARŞIDAN VURMA KONUSUNDA KISA BİR TARİHÇE
( Bu tarihçeyi hatırlayabildiğim olaylarla birlikte hazırladım, eğer eksik gördüğünüz önemli bir nokta veya yanlış bir yer varsa düzeltmemi rica ediniz. )
Bildiğiniz gibi, e-Sim ve benzeri oyunların atası; hala devam etmekte olan eRepublik oyunudur. eRepublik ile tanışmamın üzerinden 4 sene geçti. Dört sene önce o oyuna başladığımda, en çok tartışılan konu, benim oyuna başlamamdan önce gerçekleşen bir ‘karşıdan vurma’ vakasıydı. Belki de o zamanlar Türkiye tarihinin en önemli olaylarından biri olarak kabul ediliyordu bu olay. O oyunda hala var olan Lazokratlar, Türkiye’ye bir isyanda karşıdan vurmuşlardı ve kıyamet kopmuştu.
Aradan çok zaman geçti,eRep’te Türkiye’ye karşıdan vuran çok fazla grup geldi geçti. Kendisini komünist olarak gören gruplar ( O kadar çok ordu kurdular ki hangileriyle karşıdan vurduklarını hatırlayamaz oldum. ) , inci ve başka gruplar bazı olaylarda Türkiye’ye karşı vurdular. Kısacası oyunda, Türkiye’de birilerine sinirlenenin , veya kendisini Türkiye’den üstün gören grupların Türkiye’ye vurması adet haline getirildi.
Bu oyunun da ilk dönemlerinden itibaren, Türkiye’ye karşı savaşma olayları yaşandı. Oyunun çekirdeğini zaten eRepublik’ten kopanlar oluşturuyordu, dolayısıyla o oyundaki kitlenin deyim yerindeyse ‘hastalıklı’ yanları da buraya geçti. Başlangıçta OWLS grubu Türkiye’ye karşı vurdu bol bol, İsrail’e karşı çok fazla savaş kaybetmemize neden oldular ( sebeplerini bile hatırlamıyorum tam olarak ), bir süre sonra inci Türkiye’ye karşı savaştı, ve bugün Red Army grubu Türkiye’ye karşı savaşıyor.
Şu an gerek eRepublikte, gerek bu oyunda, tonla grup kendi ülkesine karşı savaşıyor. Bu oyundan örnek verecek olursak, oyunun en güçlü ülkesi , aynı zamanda en milliyetçi ülkesi olarak tanıdığımız Polonya’nın bile ‘karşıdan vuran’ gruplarla uğraştığını görüyoruz. Polonya’ya karşı, dünyanın şu günlerde en güçlü ilk 3 ordusundan sayabileceğim ( SAS, Wojsko Polskie , TORG diye kabul ediyorum ) TORG grubu karşıdan vuruyor.
Oyunun en güçlü ikinci ülkesi Litvanya’ya karşı savaşan yine güçlü bir grup var: ‘The Unit’ . Çok uzun zamandan beri, hiçbir sebep bile göstermeden Litvanya’ya karşı vurmayı adet haline getirmiş olan bir sürüden bahsediyoruz.
Bir başka ülkenin , Sırbistan’ın başında , bir dönem oyunun en güçlü ordularından biri olan, BAY I ordusu vardı. Bu birliğin üyelerinin yarısı, Sırbistan’a isyan eden oyunculardı ve Sırbistan’ın büyük savaşlarının hiçbirinde karşıdan vurmayı ihmal etmediler.
Özetleyecek olursak, ‘karşıdan vurma’ olayı yeni keşfedilmiş bir olay değil, dünyanın birçok ülkesinde, karşıdan vurarak bir şey elde edebileceğini , dikkat çekebileceğini , ülkeye istedikleri zaman cephe kaybettirebileceğini kanıtlamak isteyen gruplar var.
KARŞIDAN VURUNCA NE OL(M)UYOR ?
Öncelikle, karşıdan vuran grup saygınlık kazanmıyor, aksine kendilerine önceden duyulan saygıyı da yitiriyor. Bu, ilk günden beri böyle olmuştur. Ne Lazolar eRep’te Türkiye’ye karşı vurunca el üstünde tutuldular, ne de şu an TORG Polonya’ya karşı savaştığı için saygı görüyor. Karşıdan vuran gruplar belki istediklerini elde ederler; ama vurmaya başladıkları tarihten itibaren artık onların önüne konulabilecek ‘ karşıdan vurdunuz ‘ tezi vardır, bununla mücadele etmek zordur.
Bir diğer husus, ‘ülkeden üstünüz’ inancıyla alakalı. Karşıdan vuran birçok grupta var olan bu inanç, ne yazık ki doğru değil. Ülkenizin kazanabileceği bir savaşta düşmanınıza yardım edince, ne yazık ki güç gösterisi yapmış olmuyorsunuz. Bir de bunun karşıdan vurmanıza rağmen ülkenin yine savaşı kazanması durumu var, o anlarda rezil oluyorsunuz. Şu an oyundan örnek verecek olursak, Türkiye İsrail’den güçlüdür, ama aramızda uçurum yoktur; oyun başından beri bu böyle olmuştur. Karşıdan vuran bir grup İsrail’e savaşı kazanma konusunda yardımcı olunca, Türkiye’den üstün olmuyor, veya savaşı tek başına kazanmış da olmuyor.
Diğer bir noktaya geçelim : ‘ Biz çok havalıyız, milliyetçilik kalıplarını aştık, ov şimdi bütün dünya bize saygı duyuyor. ‘ Bu belki de en büyük yanılgıdır bana kalırsa. Milliyetçiliğe mi isyan ediyorsunuz ? Doğrusu yanlış yerdesiniz, bir tane tarayıcı oyununda sistemle savaşan kahramanlar olduğunuza inanıyorsanız, henüz büyümemişsiniz demektir. En üzücü nokta ‘ dünya bize saygı duyuyor ‘ tezinin yanlış olmasıdır. Ne Sırbistan’a karşı vuruş düzenleyen Sırp oyuncu Ilic’e saygı duyuldu şu oyunda, ne de bize karşı vuranlara duyuluyor. Diğer ülkelerin gözünde bu isimler ‘sığınmacı ‘ olmaktan öteye geçmiyor. Çünkü ülkesinde seçim kazanamamış, veya yeterince destek bulamamış olan bu insanlar; şansını karşıdan vurarak denemektedirler. İsrail’e karşı vurup bizim kanalımıza gelenler de oldu, onlarla yaptığım ‘bro kardeş’ muhabbetlerinde hep üstün taraf oldum diyebilirim, bir tanesine gerçekten saygı duyulmamıştır herhalde.
RED ARMY MESELESİ
Olayla ilgili bir tane benim tarafımdan makale yazıldı, bir de karşı taraftan. Aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum, olayın üzerinden kısaca geçeyim. Şu an yine karşı tarafta, ülkeye karşı vurarak özür diletebileceğine, bir şey kazanabileceğine inanan bir grup var. Özrü istedikleri kişi eğer bensem, benden özür alamayacakları ortada, veya ben bu oyunu oynarken kanaldan benim adminliğimi almaya yanaşan bir yönetimin olmadığı da ortada.
‘Freedom1923 kendisini güçlü zannediyor, elinde davet ettiği oyuncular ve ordusu var, biz de ona güç neymiş gösterelim.’ Bu tezle hareket eden karşıdaki grup, oyuna üniversitenin eğitim verdiği dönemlerde haftanın birkaç günü girebilen bir oyuncuyu, beni hedef almıştır. Daha doğrusu liderleri hedef almıştır ve etrafında müritleri vardır.
Gelelim Freedom1923’ün gücü meselesine, doğru, mesela davet ettiği oyuncular, ordusu diyorlarsa haklı bu adamlar.
Son babyboomla birlikte, referansımdan kaydolan 84 kişi 7 level olmuş durumda, veya başında bulunduğum ordu ASLANTEPE Türkiye’de zirveye ulaşmış durumda, ASLANTEPE II ise yeni yeni yükselen bir ordu. Peki ben bunları siyasi güç için mi yapıyorum, böyle bir arzum var mı? Bunu söyleyebilmek için fazla insafsız olmak lazımdır. Oyunda tek bir tane milletvekilliği madalyam var, o da Türkiye’de kaydolan ilk 20 oyuncudan biri olmamdan kaynaklanıyor, bir daha aday bile olmamışım. Türkiye’nin belki de en zor döneminde başkanlığı üstlendim; bir daha da aday olmadım. Onların endişe ettiği bu ‘güç’ ile belki de her ay milletvekili olabilirdim, veya profilime tonla başkanlık madalyası dizebilirdim ama böyle bir amacım da olmadı.
Bu sebeple, eğer istekleri benim kanaldan gitmemse, şu oyunu oynadıkları süre içerisinde ülke için çalışıp, başkan olup kanalda admin olabilirlerdi ve benimle aynı konuma gelebilirlerdi. Ülkeye karşıdan vurma yolunu seçerek güçlerini ispat edeceklerine inandılar; inanmaya devam etsinler. Ben oyunu oynadığım sürece istedikleri şartları yerine getirmedik, ben bırakınca yönetim istiyorsa getirir; ama bana karşı istediklerine ulaşamadılar.
BİRAZ PARODİ YAPALIM
Red Army yöneticilerinin kanalda admin olduğunu, ve benim olayların başında onlara küfrettiğimi düşünelim. Onlar da beni kanaldan atıyorlar, ve bu olay tekrarlanıyor. Benim sonunda canıma tak ediyor, ASLANTEPE’yi toplayıp karşıdan vurmaya başlıyorum ve şartlar koyuyorum. Sizce bu güzel olur muydu ?
Eğer Red Army karşıdan vurduğu için bir şey yapmamız gerekiyorsa, Türkiye’deki bütün ordu komutanlarının karşıdan vurup yönetimden bir şeyler koparmaya hakkı var demektir; ama ne ASLANTEPE ne de başka bir grup böyle bir ucuzluğa düşmüyor şu an.
Bizim oyundaki amacımız, ülkeye faydalı bir grup olmak olduğundan dolayı, iç siyasi meselelerde güç gösterisinde bulunma gibi bir arzumuz yok. Biz şu an, uluslararası günlük vuruş sıralamasında ilk 20de olduğumuz her gün seviniyoruz, veya müttefiklerimize yardım ettiğimizde kendimizle gurur duyuyoruz. Zaten süper güç olmayan bir ülkemize karşıdan vurup onu daha da zor duruma sokmak bizim yapacağımız türden bir iş değil.
Makale oldukça uzun oldu, veda yazımdan önce önemli bir konuda görüş bildirme görevimi de tamamlamış bulunuyorum. Özet yazmak herhalde bu yazının ruhuna aykırı olur, bu yüzden yazının tamamını okuyabilirseniz sevinirim.
Son olarak;
Türkiye’nin bütün orduları, birleşin ! Anlamsız bir rahatlıktan başka kaybedebileceğiniz bir şeyiniz yok; ama kazanacağınız birçok cephe var !
Freedom1923
Previous article:
ASLANTEPE Egitim Birligi Üye Alımı (13 years ago)
Next article:
Mes idées sur la diplomatie et la population de sFrance (13 years ago)