Bildiğiniz gibi dağılan Fortis’ten ayrılan ülkelerin kurduğu The Musketeers ile yaşanan sorunlar üzerine başkanımız ShadowWizzard liderliğinde Alpha’ya geçmiş bulunmaktayız. Bu sürecin nasıl gerçekleştiğini biraz detaylı bir şekilde anlattım ki durumu bilmeyen kalmasın.
Alpha işgalinde bulunan Polonya, Sırbistan, Slovenya, Ukrayna ve Endonezya ile birlikte Fortis’in kurucu ülkelerinden biriydik. İyi bir stratejiyle Litvanya ve Bulgaristan’ın topraklarını ortadan ikiye böldük ve -20% kuşatma bonusu sayesinde buraları kolayca özgürleştirdik.
Sırbistan’la birlikte Bulgaristan’ı bölgesine kıstırmış hatta Sırbistan Sofya’ya biz de Burgaz’a girmiştik. İşler tam bizim için iyi giderken Yunanistan’ın bize savaş açmasıyla bocalamaya başladık. Bu savaş ilanından sonra anında Makedonya ve İsrail başkanlarıyla iletişime geçtim ve onları Yunanistan’a savaş ilan etmeleri konusunda ikna ettim. Ancak adeta para sıçan Alpha ülkelerine karşı bu da yeterli olmamıştı.
Bu savaştan kesin bir zaferle ayrılamayacağımızın farkına varınca dr love ile NAP(ateşkes) görüşmelerine başladım. Daha önceki dönemlerde Marmara + Ege + Akdeniz bölgeleri için aylık 90g öneren dr love teklifini 240g’a kadar çıkarmıştı. Ancak gerek vatandaşlarımızın müttefiklerini yalnız bırakmak istemeyişi gerekse de Fortis’in buna karşı çıkması nedeniyle bu teklifi kabul etmedik.
Henüz karar aşamasındayken Fortis’e eğer bu teklifi kabul edersek İsveç’e ve Polonya’ya Litvanya karşısında yardım etmeyi sürdürebileceğimizi eğer kabul etmezsek de tek geliri vatandaşlarından topladığı altınlar olan sTürkiye’nin vuruş gücünün oldukça düşeceğini çünkü artık devletin elinde tek bir kuruş dahi kalmadığını ilettim. Onların cevabı ise “sorun değil, biz size yardım ederiz, savaşmaya devam edin” oldu.
Bizim Bulgaristan’la NAP imzalamamamız için elinden gelen her şeyi yapan Sırbistan, 1 hafta içinde gidip Bulgaristan’la NAP imzaladı ve bizi tek başımıza bıraktı. Müttefiklerimiz her ne kadar bize yardım etmeye çalışsa da mağlubiyet kaçınılmazdı ve tekrardan tüm bölgelerimiz Bulgaristan’ın eline geçti.
Alpha’ya geçmek için kırk takla atan Slovenya’nın, Litvanya ile NAP imzalayıp müttefiklerini zor durumda bırakan Polonya’nın ve Bulgaristan ile NAP imzalayarak bize ve İsrail’e ihanet eden Sırbistan’ın temsilcilerinin “bize hiç yardım etmiyorsunuz, vuruş gücünüz çok zayıfladı” demeleri benim için bardağı taşıran son damla oldu. NAP imzalamazsak bunların gerçekleşeceğini zaten belirtmiş olduğum halde bu nankörlerin gelip bize laf etmelerini kaldıramadım ve ülkenin Fortis’ten ayrılmasına sebep olmamak için başkanlığı bıraktım.
Benden sonra yönetimi devralan TheTurks ve ekibinin yapabileceği çok da bir şey kalmamıştı. Müttefiklerimizin çoğu baş düşmanlarımızla NAP imzalamış ve ülke haritadan yine silinmiş durumdaydı. Bu arkadaşlarımız yine de ellerinden geleni yaptı ve İspanya’nın ve Çin’in de yardımlarıyla Marmara’da efsanevi bir savaş kazandı. Her ne kadar savaş sonrasında inisiyatifi elimize alamayıp Marmara’yı tekrar kaybetsek de tüm o savunma sistemlerine rağmen kazanılan bu savaş İspanya ve Çin ile ilişkilerimizi çok başka bir seviyeye taşıdı.
Yeni başkanlık seçimleri yaklaşırken açılan bir makaleyle oyunun başından beri aynı amaç uğrunda birlikte savaştığımız ülkelerin The Musketeers adında bir birlik kurduğunu öğrendik. Daha 4-5 gün öncesinde baş düşmanlarımızdan biri olan Yunanistan’ın da kurucularından biri olduğu bu yeni birliğe sTürkiye’nin neden davet edilmediğini öğrenmek için iletişime geçildi. Ancak aldığımız cevap karşısında şok olduk.
The Musketeers bize “Yunanistan şu an kendi arasında oylama yapıyor, eğer sizi kabul ederlerse birliğe alırız,” dedi. Oyunun başından beri birlikte olduğumuz bu ülkelerin sırf Yunanistan için bizi dışarıda bırakmaya hazır olduklarını görmek, bu ülkelerin bizim hakkımızda ne düşündüğünü net olarak ortaya koymuştu. Bizi Bulgaristan’ın gücünü bölen bir araç olarak görüyorlardı, topraklarımızı özgürleştirmemiz onların zerre kadar umurunda değildi. Her ne kadar oylama sonucunda Yunanistan bizi kabul etmiş olsa da böyle bir hakaretin altında kalamazdık.
Nitekim kalmadık da. Başkanlığa seçilen ShadowWizzard Alpha’ya geçiş için dr love ile yaptığı görüşmeler olumlu tamamlandı ve Alpha’ya geçtik. İki taraf da bu anlaşmayı resmi olarak duyurmadığı için anlaşma koşulları hakkında ayrıntı veremeyeceğim.
Sonuç olarak, yeni bir sürece girdik ve bu sefer içimde başarılı olacakmışız gibi bir his var. Aylardır Fortis ülkeleri için savaşıyoruz ve bunun bizi ne duruma soktuğunu siz de görüyorsunuz. Sizce de artık Alpha’ya bir şans verme zamanımız gelmemiş miydi zaten?
In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth.
Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit
different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be
efficiently
managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation.
Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the
game.
Work for the good of your country and
see it rise to an empire.
Activities in this game are divided into several modules.
First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you
will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress
as a fighter.
You will work in either private companies which are owned by players or government companies which
are owned by the state.
After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your
own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock
company and enter the stock market and get even more money in this way.
In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.
"E-Sim is one of the most unique browser games out there"
Become an influential politician.
The second module is a politics. Just like in real life politics
in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes.
From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability
to run for the head of the party you're in.
You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws
proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself.
Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you.
You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential
elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state
(for example, who to declare war on).
Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have
a good plan and compete for the votes of voters.
You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.
The international war.
The last and probably the most important module is military.
In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control
over territories which in return grant them access to more valuable raw materials.
For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have
to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on
their territory.
You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life
as a pacifist
who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling
products).
At the auction you can sell or buy your dream inventory.
E-Sim is a unique browser game.
It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present
in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth
according to their own.
So come and join them and help your country achieve its full potential.
Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.
Take part in numerous events for the E-Sim community.