Esim - [TR] Ergenekon Destanı
Login:
Password:

Forgot password Register

Article


39
   
Report







Merhaba,

Vaktiyle mario8441 'nun benden bir ricası olmuştu, Ergenekon Destanı'yla ilgili bir makale yayınlamamı istemişti, muhtemeldir ki artık kendisi bile unutmuştur bunu.

Ben de, uygun bir vakitte yayınlarım neden olmasın, demiştim. Üstünden epey geçti. Ve sanırım artık o uygun vakit geldi. Bu ricayı, Ergenekon Askeri Birliği'nin en yeni üyelerinden biri olarak yerine getirmekten daha uygun bir vaktin bulunması pek az olasıdır herhalde.

Keyifli okumalar...




Destan Hakkında Bilgi:

Destan, adını Türklerin yüzyıllarca çift sürerek, avlanarak, maden işleyerek çoğalıp yaşadıklar, etrafı aşılmaz dağlarla çevrili, kutsal bir yer olan Ergenekon'dan almaktadır.

Ergenekon Destanı, önce XIII. asır Moğol tarihçisi Reşidüddin tarafından yazıya geçirilmiştir. Yazarın Câmi'ü't-Tevarih (Reşidüddin Tarihi de denilir) kitabına kaydettiği bu rivayet, Fars diliyle yazılıdır. Yazarın bu anlatıları halk arasından derlemiş ya da Türk-Moğol halk ozanlarından dinlemiş olması olasıdır. Ergenekon Destanı, daha sonra XVII. yüzyılda, Hıyve Hanı Ebulgazi Bahadır Han tarafından yazılmış olan Şecere-i Türk adlı eserde de kaydedilmiştir.

Ergenekon Destanı'nın en önemli niteliği ve diğer destanlardan ayrılan yanı, kolektif bir kahraman eksenine oturtulmuş olmasıdır. Destanda adı geçen Kayan, bir şahıs değil, ünlü Kayıhanlı kabilesidir. Tukuz ise Göktürkler'in tarihinde önemli yeri olan Dokuz Oğuzlar'ın adıdır. Ergenekon Destanı'nda bir diğer önemli unsur, tarihsel olaylarla örtüşmesidir. Gerek destanda ana tema olarak önemli bir yer tutan demircilik, gerekse Ergenekon adının yakıştırıldığı coğrafi mekan, Hun birliğinin dağıldıktan sonra, Göktürkler'in Altay Dağları çevresine çekilip demircilik yaparak yaşadıkları yerlerle benzerlik göstermektedir.

Ergenekon Destanı'nın Özeti:

Gene bir gün Gök Türkler Tatarların baskınına uğradı. Sağ kalanların tümü tutsak oldu. Sadece İl Han'ın küçük oğlu Kayan ile kardeşinin oğlu Nüküz, karıları ile birlikte Tatarların elinden kaçabildiler. Bunlar eski yurtlarına gelip bir çok at, deve, keçi ve koyun aldılar. Fakat çevre hep düşman olduğundan orada kalamazlardı. Kimsenin bilmediği ıssız bir yere çekilmeye karar verdiler. Götürebildikleri mallarını alıp sarp dağlara doğru yürüdüler. Böylece dağa çıktılar.

Bir gün bir sarp dağın tepesinde, sarp kayalar arasında, geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere rastladılar. Geldikleri yol ise bir yüklü hayvanın bile geçemeyeceği kadar dardı. Bu yoldan giderek çevresi yüksek, aşılmaz, geçit vermez dağlarla çevrili geniş bir düzlüğe rastladılar.

Bu ülkede akarsular, türlü otlar, meyve veren ağaçlar çok çok idi. Kışın hayvanların etini yiyerek, yazın sütünü içerek geçindiler, yünlerinden, derilerinden giysiler yaptılar. Buraya "Ergenekon" adını verdiler.

Kayan ve Nüküz'ün çocukları burada çoğaldı. Dört yüz yıldan fazla oturdular. Birçok oymaklara ayrıldılar. Bir gün geldi ki artık Ergenekon'a sığmaz oldular. Toplanıp konuştular. Büyükler:

- Atalarımızdan işitmişiz ki, Ergenokon dışında geniş yerler, güzel yurtlar varmış. Önceleri bizim yurdumuz o yerlermiş. Düşmanlar soyumuzu kırıp yurdumuzu almışlar. Artık çoğaldık, güçlendik. Düşman korkumuz kalmadı. Öyle ise niçin dağa kapanıp kalalım? Dağlar arasından yol bulup dışarıya çıkalım. Gidip yurdumuza yerleşelim. Kim karşı koyarsa savaşalım, her kim bize dost olursa onunla hoşça geçinelim, dediler.

Böyle konuşup karar verilince Ergenekon'dan çıkmak için bir yol aramaya başladılar, bulamadılar. O zaman bir demirci dedi ki:

- Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kata benzer. Madenin demirini eritirsek bir yol açılabilir.

Gidip o kayayı gördüler. Demircinin sözünü doğru buldular. Halkı odun, kömür toplamaya saldılar. Sonra kayanın altına, üstüne, yanlarına bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Yetmiş tulumdan körük yaptılar. Ateşi körüklediler. Kaya erimeye başladı. Yüklü bir devenin geçebileceği kadar yol açıldı. O kutsal yılın, kutsal ayının kutsal gününün, kutsal saatinde Göktürkler, Ergenekon'dan çıktılar. O günü, o ayı ve o saati iyi bellediler. Çıkarken onları yöneten demirci başbuğun adı "Börte Çene" yani Bozkurt idi.

Börte Çene Ergenekon'dan çıktıktan sonra bütün illere elçiler gönderdi ve çıkıp geldiklerini bildirdi. Ondan sonra her yıl, o günde, o saatte bayram yaparlar. Başta Kağan olmak üzere bütün kumandanlar ve ileri gelenler örsün üstüne bir demir parçasını koyup döverler. Bu yıldönümü böylece töre kılındı.




Srebrenitsa Soykırımı:

11 Temmuz 1995'te, yani 22 yıl önce bugün Bosna Hersek'in Srebrenitsa kasabasında yakın tarihin en büyük utanç vesikalarından biri gerçekleşmeye başladı. BM, Yugoslavya iç savaşına müdahale ettikten sonra, 1993'te, Srebrenitsa kasabasını Müslüman Boşnaklar için güvenli bölge ilan ederek sorumluluğunu Hollandalı BM askerlerine vermişti. İki yıl sonra, 1995'te, bölgedeki Hollandalı askerlerden oluşan BM barış gücü, orada niçin bulunduklarını unutarak ve sorumluluklarını bir kenara bırakarak, Sırp kuşatmasına direnç göstermeyip binlerce Bosnalı Müslümanı Sırplara kendi elleriyle teslim ettiler. 11 Temmuz'dan 22 Temmuz'a kadar, resmi verilere göre 8000'den fazla Müslüman Boşnak, Sırp birlikleri tarafından bilinçli şekilde soykırıma tabi tutuldu. Resmi veriler dışında anlatılanlar çok daha dehşet verici elbette. Fakat her olayda olduğu gibi burada da dünya siyaseti hem adaletten hem insanlıktan önce geliyor. Mesela bir ülkenin vetosu, BM kurumunun bu olaya soykırım demesini engelleyebiliyor. Bir mahkeme kararı, Hollandalı BM askerlerinin olaydaki sorumluluğunu azaltabiliyor, tazminatla işin içinden çıkılabiliyor. En azından kurbanları anmak ve Srebrenitsa'yı hafızalarda diri tutmak bizim yapabileceklerimiz arasında.



♥ STAY IN TOUCH ♥



Previous article:
[TR] Ulusal Gazete Manşetleri (8 years ago)

ESim
or
Register for free:
Only letters, numbers, underscore and space are allowed (A-Z,a-z,0-9,_,' ')
Show more

By clicking 'Sign Up!', you agree to the Rules and that you have read the Privacy Policy.

About the game:


USA as a world power? In E-Sim it is possible!

In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth. Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be efficiently managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation. Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the game.

Work for the good of your country and see it rise to an empire.

Activities in this game are divided into several modules. First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress as a fighter. You will work in either private companies which are owned by players or government companies which are owned by the state. After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock company and enter the stock market and get even more money in this way.


In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.

"E-Sim is one of the most unique browser games out there"

Become an influential politician.

The second module is a politics. Just like in real life politics in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes. From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability to run for the head of the party you're in. You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself. Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you. You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state (for example, who to declare war on). Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have a good plan and compete for the votes of voters.


You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.

The international war.

The last and probably the most important module is military. In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control over territories which in return grant them access to more valuable raw materials. For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on their territory. You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life as a pacifist who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling products).


At the auction you can sell or buy your dream inventory.

E-Sim is a unique browser game. It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth according to their own. So come and join them and help your country achieve its full potential.


Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.


Take part in numerous events for the E-Sim community.


| Terms of Service | Privacy policy | Support | Alpha | Luxia | Primera | Secura | Suna | Sora | Magna | Pangea | e-Sim: Countryballs Country Game
PLAY ON