Yine sapla samanın bir güzel harmanlandığı günlerden geçiyoruz. Elma ile armutun yan yana dizilerek pek mühim analizlerin kaleme alındığı o canım günleri yaşıyoruz gene. Farklı kesimler, samimiyet adlı durumun birbirlerindeki tezahürünü kıyasıya sorgulama peşinde. Herkes çok samimi, herkes çok samimiyetsiz. Çok yıkıcı bir yarış bu. Önüne katanı sürükleyip yok edecek kadar yıkıcı. Ancak daha da yıkıcı olanı, bu akımın mahiyetini kavrayamadan onun peşi sıra sürüklenenler.
Milyonlarca insanın evinden edildiği, bir kısmının sabun yapıldığı, diğerlerinin fırınlarda yakıldığı bir insanlık trajedisini ağzına sakız yapanların, öne sürdükleri ölüm savının kendilerini inandırdıkları meşruiyetine kitlesel onay alabilmek için sayısız çocuk cesedi görseli paylaşarak salya akıtanların, yerin dibine kadar haksızken zavallı haklılığını ispat edebilmek için rezilleştikçe rezilleşebilenlerin yakıcılığında kavruluyoruz.
Cahilliğin tavan yaptığı günler yaşıyoruz, bu günleri bir kenara yazın. Öfkeden değil çünkü yaşadıklarımız, dehşet verici bir cehalet patlaması ile karşı karşıyayız. Tarih bilgisinden yoksun yüzeysel tespitlerle döşenmiş yazıları büyük bir heyecanla e-posta gruplarımızda döndürürken, İsrail'i boykot etmek adına orucumuzu Coca-Cola yerine Fanta ile açıyoruz.
Dünyaca ünlü heykeltraş İlhan Koman'ın "Akdeniz" adlı eserini Filistin halkının yanında olduğumuzu gösterebilmek için elimizden geldiğince parçalıyoruz. İsrail Konsolosluğu önünde durduğuna göre elbette onlarla bir ilgisi olmalı, o kadar da cahil değiliz çünkü. Bu yüzden İsrail'e olan tepkimizi gösterirken, heykeli parçalamakla yetinmeyip ayakta kalan kısmını da Filistin bayraklarıyla donatmaktan geri kalmıyoruz. İlhan Koman'ın kim olduğunu bile bilmiyoruz, orası önemli değil ama "İsrail ajanıdır" diye düşünmüyor da değiliz. Belki de böylece bir sanatçı hakkında ilk kez ciddi düşünüyoruz. Bu da bir şey.
Kelime oyunlarımız da var. Bu küçük oyunlarımızı Meclis sahnesine bile taşıyoruz. Kimin aklına gelir ki "IsREAL terrorist" pankartı açmak? Tabii ki bizim! Katliamları protesto etmek konusunda yaratıcılıkta sınır tanımıyoruz.
Dış politikada boğazımıza kadar pisliğe batmışken, İsrail-Filistin sorununa merhem olabileceğimize can-ı gönülden inanıyoruz. İnanmak, başarmanın yarısıdır aslında. Ancak yalnız bizim inancımızın yeterli olmadığını, diğerlerinin de bize inanması gerektiğini unutuyoruz. Kamuoyunu bilgilendirmeye gerek yok perde arkası görüşmeler hakkında. Böylece perde arkası görüşmelerde çok önemli bir rol üstlendiğimize de toplumu inandırabiliyoruz.
Memleketin emektar kalemi, pek değerli edebiyatçı Mario Levi gibi bir ismi yıllardır yaşadığı topraklara küstürmeyi başarabiliyoruz. Sırf Sünni Müslüman olmadığı için samimiyetini sorguluyoruz. Hem de değil Levi'yi, elimize başka bir yazarın kitabını dahi almamışken. Ancak bunun da önemi yok, biz her şeyin en iyisini biliyoruz çünkü; okumaya ne hacet! Hiç okumadığımız için kitap boykot etmeyi marifet sayıyoruz. Yabancı bir hükümetin katliamını kınamaya çalışırken, evimizdekilere sırtımızı dönüyoruz. Hiç utanmıyoruz belli ki, hiç gücenmiyoruz. Fena bir laf ile sevdiğinin kalbini kırıp kırmadığını düşünür ya insan, artık öyle bir duygumuz da yok bizim.
Cahilliğimizi, faşistliğimizle parlatarak gelecek günlere tam olarak ne beklediğimizi bilmesek de umutla bakıyoruz. Kör bir kuyunun içinde bir o yana bir bu yana debelenip duruyoruz.
Bayram geldi, havalar sıcak. İnsanın canı soğuk meşrubat çekiyor, malum. Naçizane tavsiyem, durmak yok yola devam:
Yani siz yine de İsrail'i boykot için Cola yerine Fanta için.
In E-Sim we have a huge, living world, which is a mirror copy of the Earth.
Well, maybe not completely mirrored, because the balance of power in this virtual world looks a bit
different than in real life. In E-Sim, USA does not have to be a world superpower, It can be
efficiently
managed as a much smaller country that has entrepreneurial citizens that support it's foundation.
Everything depends on the players themselves and how they decide to shape the political map of the
game.
Work for the good of your country and
see it rise to an empire.
Activities in this game are divided into several modules.
First is the economy as a citizen in a country of your choice you must work to earn money, which you
will get to spend for example, on food or purchase of weapons which are critical for your progress
as a fighter.
You will work in either private companies which are owned by players or government companies which
are owned by the state.
After progressing in the game you will finally get the opportunity to set up your
own business and hire other players. If it prospers, we can even change it into a joint-stock
company and enter the stock market and get even more money in this way.
In E-Sim, international wars are nothing out of the ordinary.
"E-Sim is one of the most unique browser games out there"
Become an influential politician.
The second module is a politics. Just like in real life politics
in E-Sim are an extremely powerful tool that can be used for your own purposes.
From time to time there are elections in the game in which you will not only vote, but also have the ability
to run for the head of the party you're in.
You can also apply for congress, where once elected you will be given the right to vote on laws
proposed by your fellow congress members or your president and propose laws yourself.
Voting on laws is important for your country as it can shape the lives of those around you.
You can also try to become the head of a given party, and even take part in presidential
elections and decide on the shape of the foreign policy of a given state
(for example, who to declare war on).
Career in politics is obviously not easy and in order to succeed in it, you have to have
a good plan and compete for the votes of voters.
You can go bankrupt or become a rich man while playing the stock market.
The international war.
The last and probably the most important module is military.
In E-Sim, countries are constantly fighting each other for control
over territories which in return grant them access to more valuable raw materials.
For this purpose, they form alliances, they fight international wars, but they also have
to deal with, for example, uprisings in conquered countries or civil wars, which may explode on
their territory.
You can also take part in these clashes, although you are also given the opportunity to lead a life
as a pacifist
who focuses on other activities in the game (for example, running a successful newspaper or selling
products).
At the auction you can sell or buy your dream inventory.
E-Sim is a unique browser game.
It's creators ensured realistic representation of the mechanisms present
in the real world and gave all power to the players who shape the image of the virtual Earth
according to their own.
So come and join them and help your country achieve its full potential.
Invest, produce and sell - be an entrepreneur in E-Sim.
Take part in numerous events for the E-Sim community.